Bitki türlerinin devamlılığının sağlanması için bitki tozlaşması kritik bir süreçtir. Bu dönemeci en güvenli şekilde aşmanın yollarından birisi ise arıların hayatımıza dair sunduğu ekosistem hizmetlerinin sürekliliğinin sağlanmasıdır. Bu ekosistem hizmetlerinden olan tozlaşma süreci, ekosistemlerin sürdürülebilirliği ve gıda güvenliği için esastır. Ayrıca biyoçeşitliliğin korunmasının yanı sıra tozlaşma, besleyici gıda üretiminin sağlanmasına da yardımcı olur. Bu anlamda gıda güvenliği, bitki çeşitliliğinin devamlılığı, bitki üreme süreçlerinin aksamaması gibi süreçlerde arılar önemli rol oynarlar. Arılar hali hazırda yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan diğer türler gibi, hatta belki de çok daha fazla oranda yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu tehlike de sadece arıların değil hepimizin karşı karşıya olduğu bir tehlikedir. Eğer arılar olmasaydı tozlaşma yoluyla üreyen çiçekli bitki türlerinin birkaç yılda sayılarının yok olması gibi bir sorunla karşı karşıya kalırdık. Bu tükeniş doğada zincirleme bir etki yaparak, besin zincirinin de zarar görmesine neden olurdu. Öyle ki, sırasıyla önce bitkilerle beslenen otçul hayvanlarda önemli bir bölümünde popülasyon kayıpları yaşanırdı. Biyolojik çeşitliliğin önemli kısmı bu şekilde yok olurken, bu besin zincirinin bir üyesi olan insan türü da bu kayıplardan nasibini alırdı. Bitkisel ve hayvansal gıda kaynaklarının böylesi azalması sonucu, gıda kaynaklarımız zamanla tükenir ve küresel boyutta bir soruna yol açabilirdi. Neyse ki, minik dostlarımız Dünya’mız için arı gibi çalışmakta ve gezegeni paylaştıkları tüm canlı türlerine eşsiz faydalar sağlamaktalar. Bizlerin de çevre ile ilgili sorunlarımızın aşılması ve ekolojik sürdürülebilirliğin sağlanması hususunda arı gibi çalışması dileğiyle. Dünya arı günümüz kutlu olsun!