13 Ekim Doğal Felaketleri Azaltma Günü

2022 yılı dünyada, sağanak yağışlara bağlı sel ve taşkınlar, fırtına, sıcak hava dalgası ve kontrol edilemeyen yangınlar gibi doğal felaketlerin yoğun yaşandığı bir yıl oldu. Pakistan’da ülkenin üçte birini sular altında bırakan ve 1300 kişinin ölümüne yol açan sel, yakın zamandaki en vahim doğal felaket oldu. Sel felaketi, bu yıl 50 dereceye yaklaşan sıcaklıkların görüldüğü sıcak hava dalgasının ardından geldi. Hindistan, Çin, Avrupa ve ABD’nin batı yakası da Sıcak hava dalgasından etkilendi. İngiltere’de 40 dereceye varan rekor hava sıcaklıkları kaydedildi. Çin’de yaşanan kuraklık nehirleri kuruttu, Avrupa’da kontrol edilemeyen yangınlar 2006-2021 yılı ortalamasının üç katı kadar ormanlık arazinin yok olmasına neden oldu.

Küresel ısınma iklim değişikliğini hızlandırmaya devam ederken, kasırga, sel, toprak kayması ve sıcak hava dalgaları gibi doğal felaketlerin önümüzdeki on yıl içinde şiddetini arttıracağı öngörülüyor. Yükselen sıcaklıklar daha yoğun ve sık sıcak hava dalgalarına neden olurken, daha sık ve yoğun kuraklık ve yangınları da beraberinde getiriyor. Sıcaklık arttıkça okyanus suyu daha fazla buharlaşıyor, bu da havadaki nemi arttırarak daha yoğun yağışlara, sel baskınlarına ve toprak kaymasına neden olabiliyor.

Dünya çapında doğal felaketlere bağlı ekonomik kayıpların 2015 yılından bu yana arttığı belirtiliyor. İklim değişikliğinin bu etkilerini en yoğun şekilde yaşayanlar ise Güney yarım küredeki ülkeler. Hint Okyanusunda Aralık 2004’te yaşanan tsunami, 1980 yılından bu yana dünyada görülen en ölümcül doğal felaket olarak kayıtlara geçti. Ölü sayısını net olarak ortaya koymak mümkün olmasa da 200 binin üzerinde can kaybı olduğu tahmin ediliyor. 130 bin can kaybı ve 37 bin kayıpla Endonezya en çok etkilenen ülke oldu.

İklim değişikliğiyle yoğunlaşan doğal felaketlerle mücadele, iklim değişikliğinin nedeni olan küresel ekonomi ve insan faaliyetlerinde dönüşümü gerektiriyor. Küresel ısınmayı kontrol altına almak için sera gazı salımlarının azaltılması, kontrol edilemeyen yangınları azaltmaya yönelik etkin orman yönetimi, yoğun yağışlara ve sele karşı doğru altyapılar inşa edilmesi gibi uyum yöntemlerini yaygınlaştırmak mümkün. Birleşmiş Milletler Afet Riskini Azaltma Ofisi tarafından açıklanan risk azaltma stratejilerinin uygulandığı örneklerde, son on yılda etki ve ölüm oranlarında azalma sağlandığı belirtiliyor. Kosta Rika’da 1997 yılında benzine getirilen karbon vergisinin, bölgede doğal felaketlerin en büyük nedeni olan ormansızlaşmanın önüne geçmekte etkili olduğu, ekonomiye de fayda sağladığı örnek veriliyor. 2018 itibariyle Kosta Rika’da elektriğin %98’inin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanıyor olması bu olumlu uyum politikasının bir sonucu olarak ortaya konuyor. Birleşmiş Milletler Afet Riskini Azaltma Ofisi genel sekreteri Mami Mizutori’ye göre, doğal felaket riskinin en büyük kaynağı insanların aldıkları kararlar, dolayısıyla, etkili ve doğru kararlar almakla çözüm mümkün olduğu için bu oldukça iyi bir haber… Ülkelerin kararlı adımlar atarak risk azaltma stratejilerini uygulamaya yönelik kararlar almaları, doğal felaketlerin seyrini değiştirerek, hem insan toplumları hem de ekosistem üzerindeki etkilerini azaltabilir.

https://www.statista.com/statistics/268029/natural-disasters-by-death-toll-since-1980/

https://www.nytimes.com/2022/09/07/briefing/climate-change-heat-waves-us-europe.html

https://news.un.org/en/story/2022/04/1117022

https://www.undrr.org/building-risk-knowledge/global-risk-analysis-and-reporting