27 Kasım Satın Almama Günü sürdürülebilir tüketim ve üretim kalıplarını sağlamanın önemine dikkat çekiyor. Sürdürülebilir tüketim ve üretim kalıplarını sağlamak, son elli yılın en büyük küresel sorunlardan birisi olmuştur. Sürdürülebilir tüketim ve üretim, “Yaşam döngüsü boyunca, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını tehlikeye atmayacak şekilde, doğal kaynakların minimum düzeyde kullanımı, atık ve kirletici emisyonları en aza indirecek biçimde temel ihtiyaçlara cevap veren ve daha iyi bir yaşam kalitesi sağlayan hizmetlerin ve ilgili ürünlerin bilinçli kullanımı” anlamına gelmektedir. Tüketim ve dolayısıyla üretim arttıkça, çevreye ve doğaya verdiğimiz zarar artmaktadır. Tüketim artışı sonucunda, ağaçlar kesilmekte, ormanlar yok edilmekte, su kaynakları tükenmekte, topraklar besin maddelerini kaybetmekte, Flora ve Fauna zarar görmekte ve kısacası, dünyanın ekosistemi bozulmaktadır. Tüketim artışı sonucunda kullanılan ve zarar gören çevresel kaynaklar, iklim değişikliği ve doğal afetlere neden olurken, kimyasal atıklar, çöp dağları ve karbon emisyonları da dünya genelinde artmaktadır. Bu durum, ekosistem ve insan dışındaki canlılar için yaşamsal tehdit oluştururken, bir çok insanın temiz hava ve su gibi temel gereksinimlerden yoksun kalmasına neden olmaktadır. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (UN SDG) 2018 raporuna göre, kentlerde yaşayan her 10 kişiden dokuzu kirli hava solumaktadır, ve yetersiz beslenen insan sayısı 2015 yılında 777 milyon iken, 2016’da 815 milyona yükselmiştir. Aynı zamanda, kuraklık ve iklim değişikliğiyle bağlantılı felaketler önemli oranda artış göstermiştir (UN SDG, 2018). Bu açıdan, her bireyin tüketim alışkanlığı ve kontrolsüz tüketim davranışları, küresel ölçekte telafisi olmayan hasarların ve sorunların meydana gelmesine sebep olmaktadır. Her birey bir tüketici olarak, gö­nüllü bir davranışla tüketimi kontrol altına alabilir ve daha sade bir yaşam tarzını benimseyebilir.

 

Kaynakça:

The Sustainable Development Goals Report 2018, United Nations New York.